Merhaba hayatı troll yaşayan, dertlerinden arınmış, gerekli ölçüde kendini dünyanın akışına ve heyecanına bırakmış insanlar. Yazının başlığından da direk kendini ele veren, bir süredir ufak bir deney şeklinde yürüttüğüm trollük konusuna değineceğim bugün. Bildiğiniz ve ne kadar gülseniz de sınırları zorlayan sosyal medya insanından değil, hayata karşı tutumu trollük olan insanlardan bahsedeceğim.
Herkesin bir derdi olduğu, dertlerinin üzerine gitmek yerine yakınmayı ve kabullenmeyi tercih eden bir toplum yapısı içerisinde olduğumuz açık bir gerçek. Son dönemde gerek değişen kültür ve aile yapısı ile yeni neslin biraz daha açık görüşlü, pozitif ve hayata tutunan insanlar olmasını beklerken, arabesk-rap dinleyip hayata küfür eden bir kitle yarattığımız şu günlerde birçok geleneği yıkıp toplumdan sıyrılan, farklı olduğunu her yerde her ortamda belli edip farklı gözle bakılan o insanları anlatayım size.
Kısa bir süre, bundan birkaç hafta önce karar verdiğim ve arşivime ekleyip eskiden de böyle bir şey yapmıştım diyebileceğim ufak bir deneye giriştim. Hayatı trollediğine inandığım ve kendime yakın hissettiğim neredeyse birbirlerini hiç tanımayan 20 kişilik gruba, haberleri olmaksızın farklı zamanlarda birkaç soru yönelterek nelere, ne derecede önem verdiklerini tespit etmeye çalıştım.
Çok da vakit bulup düzenleme yapamadığım notlarımı bugün bir araya toplayıp çıkan sonuçları sizlerle paylaşacak şekilde düzenliyorum:
Evet, öyle az bir rakam değil. Yakın arkadaşlarımın bir çoğu benim tabirimle hayatı troll yaşayan, gerektiğinde dertlerini bir kenara bırakıp seninle birlikte “hayatla dalga geçmeyi” başarabilen, bir o kadar da kendi alanlarında sırf bu özellikleri yüzünden başarılı olabilmiş kişiler.
Herkese farklı şekillerde sorduğum soruların temelinde de şu kriterler mevcuttu:
- Hayata karşı tutum
- Başına gelen dertler ile mücadele
- Risk alabilme
- Önemli şeyler hakkında gerektiğinde dalga geçebilme
- Çok değerli gördüğü şeyleri geride bırakabilme
- İleriye yönelik plan ve bakış açısı
- Şu anda ne yaptığını ve hedeflerini bilme
Benim hayatı trolleme mantığımda önde gelen maddeler bu şekildeydi. Farklı şekillerde sorduğum sorularla bunları kendimce ne kadar ölçebildim, tartışılır. Ancak notlarımı elime alıp baktığımda iyi ki de vakit ayırıp böyle bir şey yapmışım, arşivime eklemişim dedim. Peki hangi sonuçları elde ettim:
Sadece ufak bir gözlem olsa da hayatı trolleyen arkadaşlarımın %50’si hem yaşantılarından hem de yaşama karşı tutumlarından oldukça mutlular. Bence bunun başlıca nedeni de yukarıda da vurguladığım, gerektiğinde çok önemli de olsa sorunlarını geride bırakıp önlerine bakabiliyor olmaları.
Mutlu insan, başarılı insandır. Hedefine her daim biraz uğraşla birlikte ulaşamamak için önünde hiçbir engel kalmamıştır söylemimi de aşağıdaki yüzde ile doğrulayayım:
Bunun tek nedenini “hayatı troll tadında yaşamak” olarak değerlendirip gerisini hiçe saymak elbetteki mümkün değil. Hayatı troll tadında yaşayan insanların dertlerinde uzaklaşıp sadece hedef odaklı çalışabiliyor olmalarının en büyük nedeni, hayatı trollüyor olabilmelerinin de bir alt yapısı olan kendine güvenden geliyor. Ona da şöyle bakalım:
Eee bunları belirledin de ne oldu? Hiçbir şeyi umursamadan, vurdumduymaz bir tavır içinde yaşayıp başarılı mı olalım? Bu mudur yani? Elbette ki hayır!
Uzun süredir karşılarına çıkan her problemde kabullenen ve üzerine gitmeyen, başaramadığı zamanda kendilerine yalan söyleyip hayatını böyle devam ettirmeye alışmış onlarca insan görüyorum. Bunlardan bazılarının çok sevdiğim ve değer verdiğim kişiler olması da beni üzüyor. Tüm bu yazının amacı aslında hemen aşağıdaki değerde yatıyor.
Bu kadar basit. Bir şeylerden dert yanıp, küfretmek yerine bir şeyler yapın. Yine mi olmuyor? Kendinizi daha da zorlayın. En ufak şeyde insan yapısı gereği kendini inandırmaya çalıştığı o kelimelere inanmayın. “Nasıl yapabilirdim ki?”, “Öyle olmazdı zaten.” gibi bahanelerin arkasına sığınıp kendinizi haklı, derdinizi haksız çıkarmayın.
Bunların hiçbiri olmuyorsa, aksiyone geçip bir şeyler yapamıyorsanız, kısa sürede atlatmaya çalışıp hayatı akışına bırakın. Kafanız rahat, hedefleriniz büyük olsun.
3 Comments
Selam. Sitenize kelimelerbenim.com’daki reklamdan geldim. O siteyi sürekli takip ettiğim için bir şey gözüme takıldı. Bu yazınız kelimelerbenim’deki akıllı telefonlarla ilgili araştırma yazısına benzemiş. Grafikler falan onu çağrıştırıyor fakat rakamlar gerçek bir araştırmaya dayanmıyor sanırım, tahmin olarak vermişsiniz. Bahsettiğim yazının adresi şu: http://www.kelimelerbenim.com/akilli-telefonlar-hayatimiza-hukmediyor
Merhaba,
Evet grafik olarak oradan bir çağrışım yaptım zaten. KelimelerBenim, benim de severek uzun bir süredir takip ettiğim blog. Rakamlar araştırma için oluşturduğum 20 kişilik hedef kitlemdeki rakamlara dayanıyor. Öylesine yazılmış sayılar değil elbette ki.
Notlarımı tam anlamıyla bir ara toplayıp soru sorduğum kişilerin de izinlerini alıp sonuçları burada paylaşmak istiyorum. Daha açık ve net olacaktır.
valla troll deyince sosyal ağlarda siyasi tetikçilik yapan tipleri anlıyorum. :)) onlar da yazıda yer alsadı güzel olurdu. ona buna hakaret eden bu tipleri yazıya katmak biraz can sıkabilirdi ama tam yerine otururdu.
trollük güzeldir; ama bu bahsettiğim siyasi trollük hariç…