Etrafımızda onca farklı mücadele, sağlık sorunları ve daha fazlası varken birçok kişi asrın hastalığını sorduğunuzda size “sosyal medya bağımlılığı” diyecektir. Özellikle akıllı cihazların dört bir yanımızı sardığı günümüzde, teknoloji ile tanışma yaşının neredeyse insanların doğum anına denk geldiği düşünülürse gerçekten de asrın önemli sorunlarından biri olarak sosyal medya bağımlılığı gösterilebilir.
Konuyu daha iyi anlamak adına sosyal medya bağımlılığının ne olduğuna, zararları ve yararlarına verilerle bakmanın daha doğru olacağına inanıyorum.
Sosyal medya bağımlılığı nedir?
Her şeyden önce sosyal medya bağımlılığının tam olarak ne ifade ettiğine, kötü mü yoksa iyi bir tanım mı olduğuna bir bakalım. Kabaca sosyal medya bağımlılığını, ortaya çıkan farklı sosyal mecraları hayatının büyük bir parçası haline getirmek, sosyal hayatından fedakarlık yaparak bu mecralarda harcanan vaktin gözle görülür şekilde artması olarak ifade edebiliriz.
Ancak Facebook, Twitter vb birçok sosyal mecranın günlük yaşantımızın bir parçası haline geldiğini düşünecek olursak sosyal medya bağımlılığının gerekli bir özellik mi olduğunu, yoksa her şeye rağmen uzaklaşmamız gereken zararlı bir alışkanlık mı olduğunu da sorgulamamız gerektiğini düşünüyorum.
Sosyal medya bağımlılığı ve kullanımı üzerine yazılan onlarca makaleyi ve detaylandırılmış verileri ile blog yazılarını internette ufak aramalar ile bulmanız çok kolay! Bu yazıyı hazırlamadan önce farklı bakış açılarına sahip olduğunu düşündüğüm birkaç kaynağı inceleme fırsatı buldum. Hepsinde görebildiğim ortak nokta sosyal medyanın zararlarından çok, “insanların sosyal medya kullanımının” zararları oldu. Makalelerin birçoğundaki en çok dikkatimi çeken noktalardan bir diğeri ise aşırı sosyal medya kullanımının insanlarda pesimist düşünce yapısına yol açtığı oldu. Gelin bir de veriler eşliğinde insanların sosyal medya kullanım oranlarına bakarak bu bağımlılığın ne dereceye ulaştığını anlamaya çalışalım.
Verilerle sosyal medya bağımlılığı nedir?
Farklı sosyal medya kanallarının ne derece kullandığına geçmeden önce iki farklı tablo ile sosyal medya kullanıcılarının yaş ve cinsiyet dağılımlarına bir bakalım:
Yukarıdaki tabloda da rahatlıklar görebileceğiniz gibi 2014 yılındaki ufak bir kırılma dışında, sosyal medya kullanım oranlarında özellikle 18-29 yaş dağılımı sürekli bir artış ile zirveyi korumaya devam ediyor.
Sosyal medya kullanım oranlarına cinsiyetlere göre baktığımızda ise 2008 yılı itibari ile kadınların erkeklerin önüne geçtiğini görüyoruz. Peki farklı mecralarda hızla artış gösteren sosyal medya bağımlılığı Türkiye’de ne durumda?
Statista 2014 verilerine göre Türkiye’de sosyal medya kullanım oranları da başta Facebook olmak üzere yukarıdaki tablodaki gibi seyrediyor. Geçtiğimiz yıl itibari ile hızlı bir artışa geçen Instagram’ı saymazsak durum halen aynı devam ediyor.
Dünya çapında ise 18-65 yaş arası olarak ifade edilen tüm yetişkin nüfusun sosyal medya kullanım oranları ise aşağıdaki gibi:
- Facebook: %62
- Twitter: %20
- Instagram: %24
- Pinterest: %26
- LinkedIn: %22
Yukarıdaki rakamlara internetin de bulunmadığı bazı ülkelerin bulunduğu tüm dünya nüfusunun dahil olduğu düşünülürse oldukça etkileyici bir yüzde ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz. Yandaki tabloda ise günlük, haftalık ve daha az süre ile insanların sosyal medya kullanım sıklığını görebilirsiniz. Tahmin edebileceğiniz gibi Facebook uzun süredir olduğu gibi başı çekerken, hızlı bir artış ile Instagram da bu verilere oldukça yakın değerlere sahip.
Son olarak tüm internet kullanıcılarının, sosyal medya kullanıcıları ve mobil kullanıcılar ile kıyaslandığı aşağıdaki tabloya bir bakalım.
Yukarıdaki tabloda da rahatlıkla görebileceğiniz gibi özellikle mobil kullanım oranının son 5 yıl içerisinde hızlı bir artış içerisine girmiş olması, sosyal medya kullanım oranlarını ve bağımlılığı etkileyen en önemli faktör.
12 Comments
Verilerle güzel bir derleme olmuş. Emeğinize sağlık
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim Aysun hanım.
18-29 yaş arası sosyal medya kullanım oranı 2012-13 arasında düşüşte olmasına rağmen 2014 sonrasında hiç olmadığı kadar fırlamış. İlginç geldi ve sebebini merak ettim.
Kadının biri eczaneye girmiş ve bir antidepresan ilacı istemiş. Eczacı demişki efendim bu ilaç bağımlılık yapar. Kadın da “Ben 30 yıldır kullanıyorum, bağımlılık yaptığı falan yok 🙂 ” insanlar müptela olup gider ama farketmezler. Ellerinize sağlık güzel bir paylaşım olmuş.
Gerçekten de ihtiyaç ve zaman geçirmenin dışına çıkmış, bizleri esiri haline getiren sosyal medya platformları gün geçtikçe (özellikle çocukları) insanları daha da tehdit etmeye başlıyor. Tehdit etmeden kasıt zamanın tutarsızca kullanılması buna bağlı olarak sağlık sorunlarının ortaya çıkması, düşünmenin kısırlaşması ve buna bağlı sebeplerdir. Ha tabii ki sosyal medyanın birçok avantajı da yok değil ama olumsuz yönlerini de göz ardı etmemek gerekir. Bu konuya değindiniz için teşekkürler Hocam.
Güzel yorumun için teşekkür ederim Onur
İstatistiklerle konuşan blog bulmak gerçekten zor. Bu anlamda blogculuğa farklı bir bakış açısı getirdiğin için öncelikle teşekkür etmek isterim. Resimde gösterdiğin adamın durumu gerçekten milyonlarca insanın yatmadan önceki durumunu gösteriyor. Yayınlanan her paylaşımı kaçırmama isteği bizleri maalesef sürekli sosyal medyaya bağımlı kılıyor. Dikkat etmek gerekir 🙂
Değindiğiniz konu gerçekten çok önemli, çağımızın hastalıklarından.
Ayrıca, konuyu istatistiklerle desteklemeniz, inandırıcılığı arttırmış.
Gerçekten çok güzel bir yazı olmuş. İnternette gezinirken tesadüfen keşf ettim blogunuzu bundan sonra takipteyim 🙂
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Umarım yazılarımdan memnun kalırsınız 🙂
Sosyal medya bağımlılığı yakında zorlu bir hastalık olacak. Değerli araştırmanız için çok teşekkür ederim.
Alışkanlıklar özellikle 12-29 yaş ortalamasında çoktan hastalığa dönüştü. Her ne kadar tıbbi bir müdahalesi olmasa da bazı aileler önlem almaya çalışıyor. Dolmuşta, markette, sokakta yansımalarını görüyoruz bağımlılığın.