10 Adımda Blog Yazma Rutinim

Blog yazmak birçoğumuz için bir iş kolu olmaya başlamış olsa da en başta hevesle, tutkuyla yaptığımız bir hobimiz olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden de blog yazarlığı yapmak isteyen kişilerin, her zaman sevdikleri ve bilgili oldukları, araştırma yapmaktan sıkılmayacakları konuları tercih etmelerini öneriyorum. Bu yazımda ise detaylı olarak kendi blogumda ve diğer projelerimde takip ettiğim blog yazma rutinimden, aşamalarından ve nelere dikkat ettiğimden bahsederek özellikle blog yazarlığı konusunda yeni olan arkadaşlara keyif alabilecekleri bir rehber sunmak istiyorum.

Aşağıda belirttiğim detaylandırılmış 10 adımda, hangi ortamda, ne şartlarda ve nelere dikkat ederek blog yazısı hazırlamaya başladığımı bulabilirsiniz. Kişisel tercihlerinize ve sizi motive eden unsurlara göre bu adımları kendinize göre düzenleyerek, ideal blog yazma rutininizi bulabileceğinize inanıyorum.

• Tavsiye Yazı: Blog Nasıl Açılır

1- Konu Seçimi

Blog yazmak, bir işten çok bir tutku olarak görüldüğünde daha kaliteli işlerin çıktığına inanmaktayım. Ancak bu demek değildir ki, blog yazarlığı ciddi olarak yapılacak bir iş değil. Tam aksine blog yazmak disiplin ile yürütüldüğünde geri dönüşler alınan bir uğraştır. Bu noktada dikkat etmeniz gereken noktanın tutkunuzu ne kadar ciddiye aldığınız olduğunu düşünüyorum.

Bunu başarabilmenin en önemli adımı ise daha başlangıçta, seçtiğiniz konunun ne olduğudur. Hem ilgili olduğunuz, hem de üzerine farklı alt başlıklar türetebileceğiniz bir konu başlığı seçmeniz bu noktada büyük önem taşıyor. Yazdığınız konunun aranma hacmi kaç bin olursa olsun, siz ne kadar uzun yazmış olursanız olun, konu hakkında insanları bilgilendirme hevesiniz yok ise, hem yazı içeriğinde hem de yayın sonrası geri dönüşlerde hayal kırıklığı yaşayacağınıza emin olabilirsiniz.

Peki bu tarz sorunlarla karşılaşmamak için doğru konu seçimini nasıl yapmalısınız? Hangi zamanda, hangi konu başlıklarında yazılan içerikleriniz takipçi kitleniz tarafından ilgi görecek potansiyele sahip olabilir?

Kendi blog yazılarımı hazırlarken eğer daha önce aklıma gelen ve not aldığım bir konu yoksa gündemdeki konuları araştırmak için başta haber siteleri olmak üzere takip ettiğim yabancı blogları araştırmaya başlıyorum.

Bu bloglar içerisinde gündeme yakın yada takipçi kitlemin ilgisini çekebileceğini düşündüğüm konu başlıklarını ve o anda aklıma gelen fikirleri kesinlikle not ediyorum. Bu noktada her zaman kendime sorduğum soru ne kadar okunurdan çok, bu konuda insanlara ne kadar bilgi verebilirim oluyor.

• Tavsiye Yazı: En İyi 30 Blog Yazı Fikri

Bunun yanı sıra günlük hayatımda da boş bulduğum vakitlerde, özellikle de vapur seyahatlerinde, kendime şu soruları yönelterek doğru konuyu belirlemeye çalışıyorum.

 1-  İnsanların ilgisini ne çeker?

 2-  İnsanların bu konuda yazı okumaya ihtiyacı var mı?

 3-  İnsanlara bu konuda ben ne kadar bilgi aktarabilirim?

 4-  İnsanlar bu yazıyı okuduktan sonra, anlatılanları uygulamaya başlayabilirler mi?

Tüm bu sorulara yanıt verebiliyorsam, keyifle kullanmaya devam ettiğim Evernote uygulamasını açıp not alıyorum. Yazı yazmaya karar verdiğim günlerde ise farklı konularda biriktirdiğim onlarca notumun içerisinden o an için “şimdi bunu yazmalıyım” dediğim konuyu belirleyerek çalışmalarıma başlıyorum.

2- Araştırma Süreci

Blog yazmak şu an için hayatımdaki en büyük tutkulardan biri olsa da yazmaya karar verdiğim konuda araştırma yapmak, yazının benim açımdan en zorlayıcı kısmı oluyor. Özellikle son 2 ay içerisinde hazırladığım her yazıda daha ciddi bir araştırma sürecine girmem, takipçilerime doyurucu ve o konuda en net kaynağı sunma hevesimdem kaynaklanıyor sanıyorum. Bu konuda ne kadar başarılı olduğum tartışmaya açık ancak yazdığım her blog yazısından sonra içimde bir ukte kalmaması benim en büyük dayanağım oluyor.

Peki araştırma sürecinde neler yapıyorum? Özellikle hangi noktalara dikkat ediyorum?

 1-  Öncelikle anahtar kelimelerimi bulmak ve insanların bu konuda ne arattıklarını tespit etmek için Keywordtool ve Keywords Planner araçlarını kesinlikle açıyorum. Daha önce not almış olduğum konulardan seçtiğim başlığın bir kısmını yazarak Keywordtool aracında aratarak alternatif anahtar kelimelerimi belirliyorum.

 2-  Yazıma uygun bulduğum anahtar kelimeler Keywords Planner aracında aratarak aranma hacimlerini öğreniyor ve kesinlikle bir kenara not ediyorum.

 3-  Not ettiğim başlıklarımı Google’da aratarak daha önce bu anahtar kelimelerde yazılmış yazıları incelemeye alıyorum. Burada dikkat ettiğim ve not aldığım noktalar ise şu şekilde:

 #  Yazı kaç kelime?

 #  Yazıda hangi alt başlıklardan bahsedilmiş?

 #  Yazıda eksik ne var?

 #  Ben artı olarak neler ekleyebilirim?

 NOT:  Bu noktada bazı yazılarımda halihazırda çok detaylı ve aktarılabilecek tüm bilgilerin olduğuna inandığım bir yazı ile karşılaşırsam o alt başlığı kesinlikle eliyorum. Hatta kendi blog yazım içerisinde bu yazıya link vererek destek olmaya çalışıyorum.

7 Adımda Doğru Rakip Analizi Nasıl Yapılır?

 4-  Elimde yazacağım anahtar kelimeler olduktan sonra ise tam anlamıyla araştırma sürecimi başlatarak bu konuda yazılmış en kapsamlı yazıları tek tek incelemeye alıyorum. Aynı zamanda kesinlikle ve kesinlikle anahtar kelimeler için yazılmış ingilizce başlıkları da inceliyorum ki ek olarak sunabileceğim bir iki noktayı çoğu zaman bu yazılarda yakalıyorum.

 5-  Araştırmamı bitirip alt başlıkları belirledikten sonra notlarıma her alt başlık altında neden bahsedeceğimi yazarak, kendime notlar düşüyorum. Araştırma sürecim 2 saatten uzun sürdüyse blog yazımı yazma sürecini kesinlikle ertesi güne atıyor yada en az birkaç saat dinlendikten sonra başlıyorum. Böylece arada kaçırdığım bir iki noktayı da yazı öncesinde kontrol etme şansı yakalıyorum.

3- Doğru Zamanı Belirleme

Herkes için geçerli olmayabilir ancak benim açımdan blog yazmak, büyük konsantrasyon gerektiren bir uğraş. Bu yüzden de blog yazımı ne zaman ve ne kadar sürede yazdığım direkt olarak yazımın kalitesini etkileyen bir faktör oluyor. Bunun için doğru zamanı belirlemek, blog yazma sürecinde benim için oldukça önemli.

4 Adımda Daha Verimli Çalışma

Yazı yazmaya karar verdiğim günler, genelde sessiz ve sakin bir ortam yakaladığım günler oluyor. Buna ek olarak kesinlikle ve kesinlikle farklı işlerimin olduğu günlerde blog yazısı hazırlamayı es geçiyorum. Bunun en büyük nedeni ise aklımın bir köşesinde farklı bir işimin daha olduğunu düşüncesini tamamen ortadan kaldırmak.

4- Ortamı Belirleme

Blog yazmak için doğru zamanı belirledikten sonra en önemli faktörüm elbette ki yazıyı nerede yazacağım oluyor. Genelde sessiz sakin bir ortam tercih ettiğim için evimde kahve ve sevdiğim müzik eşliğinde yazılarımı hazırlamayı tercih ediyorum.

Hazırladığım konu istatiksel verilere dayanmayan, tecrübelerimi aktardığım bir yazı olduğunda yani tam konsantrasyon gerektirmediğinde ise blog yazımı hazırlamak için farklı mekanlar denemeyi seviyorum. Sakin bir yerdeki Starbucks, bir kütüphane veya deniz kenarında sade bir cafe genelde ilk tercihlerim oluyor. Kahve ve çay tüketimi fazla ve sigara kullanan biri olarak ise özellikle açık ortamları tercih etmeye çalışıyorum.

Daha Organize Çalışmak İçin 3 Tavsiye

Yazı yazmaya karar verdikten sonra içeceğimi, müziğimi ve not defterimi düzenli bir şekilde konumlandırarak çalışmaya başlıyorum. Araştırmalarımı daha önceden yaptıysam blog yazımı notlarımı kontrol ederek oluşturmaya ve belirlediğim alt başlıkların altını özenle doldurmaya başlıyorum.

5- Yazı Şablonu Belirleme

Blog yazılarıma başlangıcı, konunun ciddiyetine ve insanlara en iyi ne şekilde anlatılabileceğine göre bir şablon belirleyerek yapıyorum. Konum istatistiklere dayalı bir araştırma konusu ise genelde sade bir yazı düzeni içerisinde maddelendirilmiş olarak verileri ayrı ayrı kategorilerde sunabileceğim bir şablon tercih etmeye çalışıyorum. Bu şablona örnek olarak şu yazılarımı inceleyebilirsiniz:

• Sosyal Medya Trafiği Arttırma
• Sosyal Medya Bağımlılığı – Verilerle İnceleme

Eğer hazırlayacağınız blog yazısı, bir konu hakkında yapılabilecek birden çok farklı aksiyonu içeriyorsa kesinlikle liste tarzı yazı şablonlarını tercih etmeye çalışıyorum. Bu tarz şablonların ise takipçilerim tarafından daha çok ve kolay okunduğunu biliyorum. Örnek olarak geçtiğimiz günlerde hazırlamış olduğum kapsamlı şu iki yazıma bakabilirsiniz:

• 50 Adımda Ücretsiz Twitter Takipçi Arttırma
• 40 Adımda Instagram Takipçi Arttırma

Hazıladığım blog yazısı günlük hayatta karşılaştığım bir durum, bir ürün incelemesi veya fikir belirttiğim bir konuya sahipse genelde düz bir metin şeklinde ilerlemeyi tercih ediyorum. Örneğin:

• Sorguluyorum: Popüler Kültürde Eleştirmek
• İş Efsaneleri: Oturmaya Mı Geldik?

6- Yazı Başlığı Belirleme

Blog yazmak için önemli bir konu belirlemek ne kadar zorsa, yazının herkes tarafında görülecek başlığını atmak da benim için o kadar zor oluyor. Yazının başlığının ilgi çekici olması, takipçilerimde merak duygusu uyandırması için bazen birkaç dakika içerisinde bulduğum başlıklar, bazen birkaç saatimi alabiliyor ki yazımı bir sonraki güne ertelememe neden oluyor.

Yazı şablonunu belirlemem çoğu zaman başlığımın da nasıl olduğunu ortaya çıkarıyor. Son zamanlarda ise özellikle liste tarzı yazıları tercih ettiğimden başlıklarımı “X Adımda” yada “Y Maddede” şeklinde başlatıyorum. Devamı ise genelde konunun kendi anahtar kelimesi oluyor.

7- Blog Yazısı İçin Görsel Seçimi

Blog yazımın başlığını da belirledikten sonra hem yazı içerisinde hem de paylaştığım farklı platformlarda insanların ilgisini çekebilecek görsel arayışı içerisine giriyorum. Uzun bir süredir kullandığım görsel şablonlarının insanların ilgisini çektiğini düşündüğümden, belirlediğim görseli uygun şekilde bu şablon içerisine yerleştiriyorum.

Görsel kalitesi benim açımdan oldukça önemli olduğundan, görsellerimi yüklerken kesinlikle normal boyutunun iki katında olacak şekilde düzenliyorum ki benim gibi retina ekran veya Mac kullanıcılarında da herhangi bir görüntü kalitesi kaybı olmasın.

Etkili Reklam Görselinde Bulunması Gereken 5 Detay

Görsellerimin birçoğunu Google üzerinden veya daha önce beğenim kaydettiğim görsel arşivimden alıyorum. İlgili aramalarda çıkan yabancı sitelerin görsellerini de çoğu zaman biraz düzenleyerek kullanmaya çalışıyorum. Blog yazılarımın en üst kısmında bulunan öne çıkarılan görselde ise Google görsel aramalarında da siteminin adının gözükmesi için “OGUZVELIYAVAS.COM” ibaresini ekliyorum.

Yazı içerisinde kullandığım görselleri ise çoğu zaman yazım bittikten sonra, yazı akışına uygun olacak şekilde yerleştirerek düzenli bir görünüm kazandırmaya çalışıyorum.

8- Tam Anlamıyla Blog Yazmak

Yukarıda belirttiğim tüm koşulları sağladıktan sonra geriye aslında işin en kolay kısmı olan blog yazısı yazmak kalıyor. Araştırma sürecinde aldığım notları son bir kez okuyarak, başlığımı da atmanın verdiği rahatlık ile blog yazımı hazırlamaya başlıyorum. Blog yazımı hazırlarken ise aşağıdaki adımları sırasıyla gerçekleştirerek daha akıcı bir yazı yazma sekansı kazandığıma inanıyorum:

 1-  Giriş kısmını yazma

 2-  Alt başlıkları yazmak

 3-  Alt başlıkların altına, bu başlık altında neler bahsedeceğimi belirtme

 4-  İlgili yazılarımı, yazı içerisinde link vermek için farklı sekmede açma

Blog içeriğimi yazmaya başladıktan sonra ise dikkatimin ve konunun dağımlaması için kesinlikle şunlara dikkat ediyorum:

 #  Yazmaya başladığım bölüm veya alt başlık bitmeden ara vermiyor, farklı bir sekmeye mecbur kalmadıkça geçmiyorum. Genelde bu süreçte klavyeden parmaklarımı kaldırmadan devam etmek, anlatmak istediklerimi tam olarak istediğim şekilde ifade etmemi sağlıyor.

 #  Uzun sürecek yazılarımda bir döngüye girmemek için 20-25 dakikada bir 5 dakika mola veriyorum. Bu mola aralarında ya sigara içiyor yada arkama uzanarak gözlerimi kapatıp dinleniyorum.

 #  Tıkandığıma inandığım noktada klavyeden ellerimi uzaklaştırıp geriye yaslanıyor ve son yazdığım bölümü baştan okuyarak herhangi bir anlam kayması veya konu atlaması yaşayıp yaşamadığıma bakıyorum.

9- Son Kontrol

Blog yazmak bu şekilde bakıldığında zorlu ve uzun bir süreç olarak görülebilir. Bu yüzden de yazınızı bitirdiğinizde bir an önce yayına alıp geri dönüşleri okumak, farklı platformlarda paylaşarak insanlara ortaya çıkardığınız içeriği göstermek isteyebilirsiniz. İlk başlarda bu hataya çok düştüğümden dolayı, ne kadar özenirsem özeneyim yazı içerisinde ufak kopmalar, anlam kaymaları ve bir sürü başka hatanın olduğunu çok sonradan fark edip defalarca güncellemek durumda kaldım.

Bu sorunlarla tekrar tekrar karşılaşmamak ve mükemmeli tek seferde yakalamak için yazımı bitirdikten sonra birkaç dakika dinlenmeye ve yazımı baştan sona, sanki bir ziyaretçi gibi okumaya özen gösteriyorum. Fırsat buldukça yazımı öncesinde arkadaşlarıma okutarak herhangi bir sorun ile karşılaşıp karşılaşmadıklarını da sormaya çalışıyorum.

Eğer yazdığım konuda aktarabileceğim daha fazla bilginin olduğunu düşünüyor ve ufacık bir fikir de olsa eksik bir şeylerin olduğunu düşünüyorsam yazımı o gün yayınlamak yerine taslak olarak kaydediyor ve minimum 6 saat sonra tekrar kontrol edip emin olduktan sonra yayına alıyorum.

10- Sosyal Medya ve Mail Paylaşımları

Takipçi kitlemin birçoğu düzenli aralıklarla blogumu kontrol eden kişiler olsa da hem yeni takipçilere ve farklı sektördeki kişilere ulaşmak adına, hem de gözden kaçabilme durumuna karşı öncelikle yazılarımı sosyal medya kanallarımda uygun bir dil ile paylaşmaya özen gösteriyorum. Yazı içerisinde farklı sitelere de link verdiysem bu site sahiplerine de ulaşarak kendi sosyal medya kanallarında veya bloglarında yazımı paylaşmalarını rica ediyorum.

Daha sonra mail listeme kayıtlı olan sıkı takipçilerime ulaşmak için MailChimp‘i açıyor ve yazımı ilgi çekici bir hale getirecek bir mail şablonu ve açıklama hazırlıyorum. Burada da son kontrollerimi yaptıktan sonra yazımı mail listemdeki herkese gönderiyorum.

Tüm bu adımlardan sonra ise arkama yaslanıp gelen yorumlara cevap vermeye ve olumlu – olumsuz değerlendirmeleri incelemeye başlıyorum. Herkese kaliteli bloglamalar dilerim!